05 Mayıs, 2010

Mesela Cihangir

Salı öğlede sonra iptal olan ders saatinde arazi çalışmasına çıkılır... En merak ettiğin filmin gösterim saatine denk gelmesi sinirlerini bozsa da çalışma alanı Cihangir olunca biraz değişiyor işler...

Az buçuk tanışıklığımın olduğu, zaman zaman ziyaret ettiğim, kullandığım Cihangir'i ev ev sokak sokak gezmek başka türlü bir şeymiş, hele de güneşli bir bahar gününde...

Kimselerin sevmediği hane halkı anketleri ne güzel bir vesile insanlarla sohbetlenmeye. Hayır sadece Cihangir'de değil, Armutlu'da da keyf almıştım. Başka bir yolla tanık olmama ihtimal olmayan hayatlara tanık, sofralara konuk, güne heyecan katan anı olurken.

Ama Cihangir bir başka...
O kadar farklı ki cevaplar, genelleme yapmak inanılmaz zor. Kimisi hayatını değişirmeye gelmiş sevgileri tüketip çekip gitmelerle, kimisi sevdiceği oraya sevdalı diye...

Kimi doğma büyüme Cihangir'li, "gidemem ki" diyor başka yere, "başka semt görmedim ben ömrü hayatımda, bi Bozcaada bir de bura. Başka semtleri kabul etmedi bizi bu kentin."

Meslek gruplarını sınıflayın bakalım sınıflayaiblirseniz, Antikacı - tiyatro oyuncusu, Aktar, müzisyen, doktor, taksi şöförü, balıkçı, yönetmen, sanat yönetmeni, eskici, evhanımı, emlakçı....

Milli Piyangodan büyük ikramiye size çıksa naparsınız, diye sorunca, " hemen istanbuldan giderim" diyor kimisi. Kimisi "genç oyuncular için ücretsiz kullanabilecekleri bir tiyatro sahnesi açmak" istiyor, kimisi "oscarlık film çekmek."
Kimisi de "benim hayatımda bir şeyi değiştirmez ki diyor, ben zaten ne istiyorsam yapıyorum."

Anket yapmaya çalışırken kafelere davet ediyor insanlar sizi, ikramlarda bulunuyorlar. İşi olan da olmayan da selam veriyor, merak ediyorsa çekinmeyip soruyor. Kimisi komşularıyla birlikte kimisi komşularından bi haber yaşıyor.
Çoğu mutlu. Geleceklerini yaşıyorlar orada, daha ötede bir geleceleri yok. Aradıkları hayattalar. Kimisi illaki özlüyor çocukluğunu, "çocukken ne olmak isterdiniz" sorusuna "pilot olmak isterdim ama hiç bir zaman olamayhacağımı bilerek" diyor." Ben gayrimüslimim" diye ekliyor, o zaman anlıyorsunuz o ifadedeki sızıyı.

İstanbul'un keşmekeşine aşina ama kendi içine kapalı bir yer orası. Sakin ama sosyal ilişkileri olan, sosyal yaşamı hareketli ve çeşitli. Hareketlilik öyle bir halde ki, en büyük şikayetleri geceleri çöp toplayan kamyonun gürültüsü.

Cebimde kartvizitlerle dönüyorum, bir ihtiyacın olursa ara diyen, gel arada sohbet ederiz bende hikaye çok diyen 82 yaşında doktor Fahri Bey'den tutunda, 25 yaşında yönetmenlik yapan ve bir sonraki seçimlerde mahalle muhtarı olmak isteyen Evre'ye kadar.

Fahri Bey'e kahve, Evre'ye seçim çalışmalarını koordine etme sözüm var.
Ha birde, ben anket yaparken karşı kaldırımdan geçip giden kişi Orhan Pamuk'muş, yanındaki kırmızı pardesülü kadın da sevgilisi. " korumasız geziyor bu gün" dediler, kendisi istemese de zaman zaman devlet tarafından korunuyormuş.

Hiç yorum yok: