19 Mart, 2009

Neden böyle?

Çok tuhaf bi gün olduğunu düşündüm bugünün.. Sonra birsürü şey daha düşündüm...

Bugün hayatıma değip geçenleri düşündüm. Sonra yıllar önce hayatıma değip hala izi geçmeyeni...

Şaştım zamana. Bu kadar değişkenlik olaiblir mi diye? Bi kaç ay öncesinde hayalini bile kuramayacağım şeylerin hiç bişeye dokunmadan günün içinden gelip geçişlerini...

Tuhaf bi his içimde, biraz acımsı... Can acısı demiyorum artık, can acısı başka bişeymiş onu da öğrendim...

Ağlamak istiyorum şimdi, iyiye, güzele, geçmişe, geçip gidenlere, kalanlara ve bugüne... Ağlamak rahatlatır biliyorum, çözülür boğazımdaki düğümler...

İyide bu niye bu his?
birazcık housing dersi, sonra istinye-beşiktaş-üsküdar-kabataş Galiple küçük bir oyun cevahir sahnesinde,sınıf arkadaşlarımla. Sonra Cem metroda, necibe... Melih'in fotoları...

Zaman nasıl değiştiriyor herşeyi, hiç söylemeden farkettirmeden...
Saydımda, 6 yıl geçmiş ardan. başka bir noktadan ele alırsak 9 da olabilir. 6 senenin kaçında vardı? şimdi?

Cevapları çok zor sorular var içimde. Öyle ince görünmez iplerle örülmüş bir kurgu varki şu kelimelerde, ben çözemiyorum. Buyrun bu sizin hesabınız diye önüme konan hesabı ödeyemiyorum.

01 Mart, 2009

Biliyorum Aslında...

Ben bu sancıların ne sancıları olduğunu biliyorum aslında. Bilmediğim, nasıl dillendireceğim.

Birden çok oyuncunun herbiri kendi içinden birden fazla değişkene bağlı sebeplerle çıktığı sahnede oyunun alt metin okumalarını yapmak güç gerçekten, en azından duygudan düşünceye geçişte benim kadar ezilip büzülen, kırılıp saçılan ve genellikle yorularak yoğrulan, basiti zorlaştırarak öğrenebilen biri için zor.

Şimdi saymaya başlasam, desem ki bağırıyorum çünkü; 'lere önce öfekn çıkagelir sebep diye sonra öfkeye sebep tavırlar.

Biraz dıştan esen rüzgarlara hırçınlığım, beklenti içerisindeymişim meğer farkında olmadan, gerçeğe durup bakmadan başka bir gerçekliğe inandırmışım kendimi de öyle olmadığını kapı örtüşlerinde gördükçe...

Yok, olmadı. Ne kadar doğruysa bir üst paragrafta yazdıklarım, bir o kadar da yalan.
Herşey benden sebep değil, benden sebep olmadığı kadar da başkaları var işin içinde. Kendi rollerimi, oyunlarıma başkalarını eklemeye giriştikçe...

Zor ve belirsiz ve aslında hiç bir zorlaycı niteliği olmayan kararlar almanın da sancısı bu biraz.
Öss'de tercih yapmaktan zor belki, birileri memnuniyetsiz olurda suçlamaya adam ararsa yarın öbür gün benden başka kimse olmayacak ortada. Birazda bilmediğim, tadmadığım bi sahada ilk kez adım atma niyetlerimin ne getireceğini bilmediimden, hani biraz etraf ne der diyen ebeveyn hastalığı gibi bizimkiler ne der derdinden.

Bilmiyorum, olur mu olmaz mı.
Olmazsa da olmaz, sadece bu.
Olursa eğer, işte o zaman göreceğiz ne olurmuş...