22 Haziran, 2009

Çok Kadındık...

Gittim, gitmek'e başaldığım yere, İstanbula'a geri geldim bi haftasonunda, bir gün geirdim, gecesi yollarda.

Tekrar gittim, Kaş'a bu sefer... Çok özlediğim farkettim akdeniz coğrafyasını, iklimini, bitki örtüsünü, yabancılaştığımı, unuttuğumu farkettim, eskiden orman dediğim dağların, kuru-bodur makilikler olduğunu idrak ettim. Yabani zeytinlik ormanlarını gördükçe hayrete düştüm, kaya yüzeyli dağlardaki azimlerine hayretle...

Nemli bir öğle vakti, Kadın Hareketi nedir acaba? yolcuuğumdaki ilk arkadaşım Müge'yle birlikte Kaş'taydım. Sonra Villa Dündarda, 'bizim ev' olan, sevimli malikanemizde idim.

Yeni insanlarla tanıştım, tanışık olanlarda karşılaştım. Bikez, bi kez daha baktım her birine.
Likya Yolunda yürüdüm, gidişi dağ tepe yanlış yollardan dolaşarak, güven ve birlikteliği yaşatan, dönüşü asıl yoldan olsan bir yürüyüştü. Hande'yi çok özledim. Likya Yolunda attığım her adımda Handeyi delicesine özledim, ah dedim burda olsa ne çok mutlu olurdu, heycandan nefes alışı değişir, sırtından ter akar, gözleri kocaman parlardı... Söz dedim, sadece Kaş ayağını değil, başından sonuna Handeyle bu yolu yürüyeceğim... Likya yolu macerasını Başarılarım listesine kelmeye karar verdim, Outdoor koçlarımız görse şimdi beni, ağlarlardı heralde diye de düşün meden edemedim:D

Güneşten hemen sonra uyanıp, beyaz örtülü minderlerde güneşe karşı uyumaya devam ettim, güneş iddalaştı beinmle, pes ettim.

Balıklama atlama konusunda hala başarılı olamasamda göbekleme, bodoslama ve cuplama atlama da ilerledim, en azından havuzun kenarında düşünmeksizin atabiliyrum kendimi suya.

Ece'yi gördüm, Hiç aklıma gelmezken hemde. Ece'yle sohbet dolu bir gece geçirdim, çok özleidğimi farkettim, ne kadar güçlü olduğunu, güçlü hissetmeye ne kadar rehber olduğunu bir kez daha. Ve ne kadar özel olduğunu, içimde Ece'ye kurduğum tüm cümleleri doğruladı bir kez daha.

Kaş sokaklarında dolaştık gece vakti, kadın kadına. Delicesine dans ettim, parmak arası terliklerimin yaramazlığına aldırış etmeksizin.

Kafam karıştı yine, hemde çok. Duygularım karıştı. Yine tam vaşarılı değildim, içimdeki kriz durumlarını yönetmede. Ama başarısızda değildim, olduğu gibi anlattım ,ne olup bittiyse. Kelimesi olmayanlar var hala biliyorum, onları söyleyemedim elbette, hala onları dinleyip duymaya çalışıyorum.

Ağlamadım, ne atölyler gününde, ne de veda anlarında. Kaş'tan Ankara'ya geldim, ordan da Konya'ya.

Dün pilava gittim, sonra bahçeye. Dut topladım merdiven tepesinde. Amineyi salladım salıncakta, sonra o beni salladı. Babaannemdeyim, ama yanlız. Babaannemin beni evde yanlız bırakıp gidebileceği kadar güven vermişim, bu bi ilk sayılaiblir bizim sülalede. Babaannemin evinde yanlız kalma eylemini gerçekleştiren ilk çevik kızı benim galiba. Bunuda eklemeliyim başarılarıma.

Hüya yeniden evlilik müessesesi yolunda. Hayırlısı, iyi haberleri ve tarihleri bekliyoruz şimdilik.

Bir kez daha Tog Ofis Eğitim departmanına staj başvurusu yapmaya karar verdim. Bu gece motivasyon mektubumu yazacağım. Ço heycanlıyım.. İNsan hakalrı temalı eğitimler ve anahtarlarla ilgili staj yapmak isteyenleri ayırmışlar, insan hakları için olana başvuracağım...Olsun istiyorum, geçen seferkinden daha çok daha akıllıca.

10 Haziran, 2009

gittim

Ben gittim...

Gittiğim yerden notlar düşeceğim, fırsat ve internet olursa.

3 tane örgü örmeye niyetlendim, İrsen'e, Büşra'ya ve Amine'ye.

İğne oyası yapamyı öğreniyorum..

Pasta da yapıcam, hatta patlıcan beğendili kebapta.

06 Haziran, 2009

zaman

Ben hiç bişey yapmasam bu gece ve zaman yarın gece olsa.
Ben otobüse binmiş yola düşmüş olsam, veda kısmını atlamış olsak. Geri dönüşü de hiç düşünmesem mesela...
Herşeyim tamam olsa yanımda, elbiselerim, terliklerim, küpelerim, güneş kremim bile.
Hatta hangi defteri alacağıma çoktan karar vermiş, bilgisayardaki dosyaları ve cdleri temizleyip azaltmış olsam.
Hangi kitabı okuyacağıma karar vermiş vede...
Aklıma takılan, yüreğimi acıtan hiç bişey olmasa geride...

Gitsem öyle... Gitsem.. gitsem... gitsem...

03 Haziran, 2009

Üçüncü Damla

Yine üçüncü damlalardayız, kan kırmızı göz yaşı olanlardan...

Tüketilecek tükenmemişin kalmadı artık demiştim, inanmadılar.

Halbuki, doğru söylemiştim...