26 Ocak, 2013

25 Yaşım...

Çeyrek asırlık olmaya hazırlanırken, tatlı - tatsız ama gerçek olaylarla yaşamı, ölümü, bir ömrün ne ile var olduğunu, olabileceğini, olması gerektiğini düşünme şansım oldu.

Yaş almak, yaşlanmak ve ihtiyarlamayı düşündüm. Bugünümün yarınımda benim için ne inşa ettiğini..
Hayatın ne kadar zor olduğunu, olabileceğini çeyrek asırlık olmadan biraz önce ancak görmeye başladım. İnsan tercihleriyle yaşar derken, kararsızlığın ötesinde çaresizliğin de varlığını...

Zamana bırakmak kavramının top yekun salıvermek olmadığını ve beklemek ile eylemek arasındaki ilişkinin erdemle örülü olması gerektiğini de bu yaşımda öğrendim.

Şimdi dönüp baktığımda, kendime inanamadığım yoğunluklar geçirdim. Bu dönemlerde hep kendimden vazgeçtim sanırken, aslında kendimmişim koruduğum şimdilerde görüyorum. Sadece yoğunluktan değil yorgunluktan da gözümden yaş gelirken enerjimi neye harcayacağıma kendim karar veremezken yaptığım iç muhakemelerde bulmuşum doğrumu, yanlışımı.

"Her defasında insanlığa, kendi kişinde olduğu kadar başka herkesin kişisinde de, sırf araç olarak değil, aynı zamanda amaç olarak davranacak biçimde eylemde bulun." diyen Kant ile tanıştığımda yıllar önce, söylediklerinden ne duyduğumu çok düşünmüştüm. Görünür görünmez, büyük küçük eylemin hayatı kuran şey olduğunu ve eylemin biçiminin de amacının da kişinin kendi oluşumu ve var oluşu ile ilgili olduğu fikrini geliştirmek zor değildi, çoşku vericiydi hatta. Ama bunu gerçeğe dönüştürmenin pek kolay olmadığını, oldu sandığın şeylerin bile aslında olmadığını ve her zaman daha iyisinin olacağını da düşe kalka öğrenmeye çalışıyorum şimdilerde.

"Bir hareketi doğru ya da yanlış yapan sonuçları değil, hareketin ilk yapıldığındaki güdüdür" dediğini yeni öğrendim Kant'ın. O ne demek istemiş bilemem elbet, ama kendimce duyduğum bir şeyler var sözlerinden. Duyup yorumlamaya çalıştığım...

Kolay bir yıl olmadı 24 yaşım. Çok çırpındım, çok yıkıldım. Çok karar aldım, çok gözümü kararttım. Çok zor sandıklarım en kolayları olurken, kolay ve güzel sandıklarım da kabusum oldu zaman zaman.
Bu yıl belki biraz da vazgeçmemeyi öğrendim.

Ben kendimle hemhal olurken, düşe kalka yürümeye çalışırken hep olan, iyi ki olan sevdiğim ve sevmediğim pek çok insan da vardı. İyi ki vardı. Kimi hayatımı eviren pek çok kararı vermemi sağlayan deneyimleri yaşattı; iyi kötü. Kimileri yıllardır kendinden ve var oluş halinden öğrendiklerimle var olmaya, artmaya devam etti. Kimileri de bana her ne olursa olsun, hatalarım ve doğrularımda sadece kendileri oldukları için, sadece ben olduğum için hep vardı... Hepsi de iyi ki vardı ama dürüst davranacağım, bazıları iyi ki varlar...

Yarınımı bilmiyorum ama umudum var, bugünümden memnunum. Sorularım var, tedirginliklerim çok ama içim rahat.