15 Ağustos, 2011

Gece Hikayesi

Yine bir yolculuk önces gecesi, ben yine akşamdan yatıp birbuçuk saat uyuyup uyandım.
Yok olmuyor, akşamdan her işi bitirip zamanında yatıp sabah kalkıp yola çıkmayı bilmiyorum, beceremyorum. İlla o yolun öncesi sabahlanacak, yolculuk zaten akmakta olan bir erken günün içinde vuku bulacak, yeni başlayan günle değil.

Hazırlığı en zor yolculuklar, nereye gidip ne ile karşılaşacağını bilmediğin yolculuklar benim için. Ah diyorum şimdi keşke eğitime gidiyor olsaydım daha kolay olurdu hazırlanmak, hatta Family otele gidiyor olsaydım en kolayı olurdu:)

Bu sefer eğitime değil, bu sefer Bursa'nın köylerine gidiyorum, hem de meslek icabı:) Nerde kalırız ne yaşarız hiç bir ön görüm yok. Beni sürükleyen kısma, mesleğimin beni çeken yanını uygulama fırsatı bulacak olmam. Çaktırmayın, aslında uzun süre internetten flörtleştiğim biri ile ilk buluşma gibi; hayallerimdeki büyü, gerçekliği ile tanışınca aşka dönüşecek mi?

Vallayi heyecanlıyım, dönüşte okulu da bırakabilirim:p

Büyük ihtimal 10 gün yokum ama çok büyük ihtimal anılarla döneceğim. Bir köy defteri koyacağım sırt çantama, forsat buldukça yazıpta geleceğim.

Sevgiler. kime? kendime. bitti. hayır uykum yok karıştırıyorsunuz siz.

12 Ağustos, 2011

Espiri

Hayatın espirilerinden biri; Burslar kesilir, akbillere zam gelir... Hobaaaa

Bu günler...

... güzel günler. Farkında olmasam da hep o bana uzak olduğunu sandığım rahat, keyfe keder rutinden günler. Bazen aaammaan yaaa diyip arsızca gün boyu sahil kıyılarında geçirdiğim, bazen kafa rahatlığı ile keyifle saatlerce son derece verimli çalıştığım ya da gün boyu ev halinde misknlik yapıp kendi kendime kaldığım.


Hayat her ne kadar gevşek gibi görünse de, yine bir sürü çalışmacayla kandırıp, bizi kritik kararlara götürüyor yavaşça...

11 Ağustos, 2011

Pas!

Paslanmışım....

Zamanında ve doğru mail takibi yapamıyorum, arkadaşlarıma verdiğim sözleri zamanında yerine getiremiyorum, yaptığım iş planlarına uyamıyorum.

Olmuyor, olmuyor böyle! bu yaz bana yetmedi, başa sarmak istiyorum....

04 Ağustos, 2011

Erkekler ve İnsanlar!

Tarih boyunca süre geldiği gibi insan'ın erkek olanı referans veriyor olmasının aksine ben erkeklikle insanlık arasında bir geçiş olduğunu düşünüyorum! Hayır tabiki doğru değil bu söylediklerim, lakin anlayınız ki şu an o derece öfkeliyim.

"toplum gönüllüsü olmak sizin hayatınızda nasıl bir etki yarattı?" sorusuna verdiğim cevap senelerdir aynı; zorlaştırdı. Bu akşam farkettim ki feminist olmak daha da zorlaştırmış! Tıpkı sen olduğun için yaşadığın her ne sıkıntı varsa toplumda, eğer kadınsan onu iki kat daha şiddetli yaşıyor olma gibi.

Yolda yürürken laf atanı masum karşılar, duymuyor gibi yapıp aldırış etmeden yola devam etmenin güçlü, başı dik, aklı başında hatta özgür kadın olmak demek olduğunu düşünür, öyle olduğumu sandığım için öyle davranırdım. Bu akşam şunu yaşadım; saçma sapan yaklaşımlarla sizi taciz eden erkeklere karşı ağzınızı açıp tepki vermeniz bile mümkün değil. Bunun bir karşılığı olmalı diye tepinirken ruhum ve içim içimi yerken, yapabildiğim tek şey yüksek sesle bir kaş kelime savurmak oluyor bir yandan da içimde büyüyen tedirginliği bastırmaya çalışarak. Üstelik attığım her karşı adım, erkekleri daha da üstüme salyor!
Sokakta yaşadığım tedirginlğin, öfkenin ve ezilmişlik hissinin, eşitsizlik hissinin ardı sıra düşünürken farkettim ki; ergenliğimden itibaren cinselliği sokakta yediğim küfür ve taciz cümlelerinden öğrenmişim! Bu, sanırım bize çok şey söylüyor...