05 Eylül, 2012

Derli Toplu...

Derli toplu bırakmak iyidir ya,

yolculuğa çıkarken evi; hem ne olur ne olmaz, insanın başına ne gelir bilinmez diye, hem de ferah ve temiz olmak için döndüğünde.

dönem bittiğinde ders notlarını; hem öğrenmişken ve bildiklerin tazeyken, lazım olursa tekrar kolay ve pratik olsun diye bilgiye ulaşmak hem de lazım olursa diye bir başkasına.

Her ikisi gibi şimdi, hem ders notlarımı hem evi derleyip toplama zamanı şimdi. Derli toplu bırakmak iyidir ya hani...

Bir de kendimi. Kendimi bir yere bırakmayacağım ama - belki de kaybettiğimdendir bir süredir kendimi, kimliğimi - kendimi de derleyip toplama vaktidir şimdi.

Yorgunluktan canımın acıdığı günleri anımsıyorum, kendimle girdiğim mücadeleleri.
Haklılığımdan emin olduğum davalarda yanlışlarımı, hatalarımı, haksızlık ettiklerimi de bulup görüyorum.
Üzülüyorum, pişmanlık duyuyorum, ah ediyorum ve muhtemelen ah alıyorum.

Özür dilemeye, teşekkür etmeye hazır olduklarım var; umarım yapabilirim.

Yeni heyecanlara ve zorlara hazırlanırken, heyecanımı sakin, zoru makul kılmaya çalışıyorum. Yaşanabilir ve yapılabilir.

Değişimin, dönüşümle olanının seven ve evrimci yanımla hemhal oluyorum bu aralar. Dillendiremediğim, belki henüz kendime bile söyleyemediğim değişimlerin sancısıyla yoruluyorum.

Sızlanarak olmaz, öğrenmeye bak demişti ya üstadlardan biri... Öğrenmeye dönüyorum yüzümü yeniden... Yeniden demek, zor bir itiraf. Kapattığımı, görüp duyamadığımı geçip karşıma söylemek kendime...

Kim bilir daha neler var böyle, şimdi görüp anlayamadığım.











01 Eylül, 2012

Kesmek Eylemi

Göğüs kafesimi ve karın zarımı kesmek eylemi ile tanıştırmak istiyorum. Göğüs kafesimin en üst, en orta, en kendini bilmiş ve beğenmiş noktasından başlayıp karın zarımın en alt orta noktasına kadar usulca, tereddütsüz, işlek ama sakin bir hareketle kesmek istiyorum.

Neden mi? Çünkü iç organlarımı, kaburgalarımı, kalbimi ve nefesimi zorla bir arada tutuyorlarmış gibime geliyor. Çünkü nefes alırken darlanıyorum.

Yetmez mi?

Ya da, her aklına geldiğinde seni defalarca tecavüz eden bir adamın, sırf konuda iktidar sahibi ve karizmatik otoritelerce görmez gelinmesinden ötürü tecavüzden zevk almakla suçlandığın ama tecavüzün kendisinin suç ve zarar verici olmasının hiç konuşulmadığı bir ortamda, tecavüzcünle tecavüz mekanında her gün defalarca yüz yüze bakmaya zorlandığı hissetmek gibi.

Bence şimdi oldu.
Kusmayı becebilen bi insan değilim ya, o yüzden böyle oluyor galiba.
.