01 Ocak, 2010

Akşam Kokusu

Günün her saatinin farklı bir kokusu vardıe bana göre, mevsim mevsim değişen...

Yılın son günü, 2009-2010 güz yaryılının son dersinden çıkmış, hayattan keyif alır bi halde, tıklım tıkış ototbüslerle trafikte ezilmek yerine inip yürüdüm Çamlıca'dan eve... Meğer neler görecekmişim....

Önümde kararan hava, hafif sağa çevirince başımı turuncu bir gökyüzü, gümüşi bulutlar örtmüş üstünü...

Kocaman bir ışık yaladı bi an gökyüzünü, koyu maviden turuncuya doğru... O kadar uzundu ki peşi sıra kalan ışık seli, hemen gözden kayboluvermedi...

Yaz geceleri açık havada otururken, hamakta sallanırken yada yatarken kilimlerin üzerinde yıldız tutarız, yıldız kayması yakalamaya çalışırız, yanımdaki insanlar bir sürü yıldız kayması görürler de ben hiç yakalayamam.

Bu gün, kocaman bir yıldız kayması gördüm! yada kuyruklu yıldız ama kuyruğu upuzun... Yada göktaşı parçalanması ( ki bence bu)

Kocaman bir ışık hızlıca ilerleyerek ve ardında ışıktan kocaman bir kuyruk bırakarak geçti önce gökyüzünden, sonra parçalandı bir sürü küçük ışık olup, kayıp gittler atmosferde...

Meğer, olağanüstü doğa olayları için dağa bayıra gitmeye gerek yokmuş illa ki...

Babam dedi ki, yıldız kaydığında şeytanlardan birini öldürürlermiş, büyük bir şeytan öldürmüşler, besmele çekseydin.
E o zaman dedim, meteor yağmuru olduğu gecelerde şeytan katliamı mı var?

Hiç yorum yok: