21 Temmuz, 2008

Biliyormusun, içim acıdı birden bire... Sebepsiz... Hayır hayır güzel şeyler olmakta son zamanlarda, zor zamanlar'ın ağdalı yapışkan kırıklığı gitti çok şükür, kimsenin hayattaki başarısızlıklarını kendime mal etmiyorum, kendiminkileri de başkalarına. Bencillik değil, herkesin kendi başarısına ve başarısızlığına ihtiyacı var, haa ortak olmak dersen derde de devaya da o başka...

Komik biliyomusun... Zaman çok komik, yani aslında zamandan sebeplenen bahanelerle kendimize ördüğümüz ağlar komik, duvar bile olamıyorlar... Elbette yok değil, zaman zaman zamandan yana dert var, ahh o ne kadar erken başlarsam başlayayım bir türlü yetişmeyen projelerin sabahları... Merak ediyorum ne olacak bu yıl? ıykk autocad, ıyk mapcat, ıykk masa başı yerine monitorbaşı sabahlamalar! Hiç olmazsa mürekkep kokusu vardı....

Sahi nasıl sabretim ben o kadar? Ne çok çıldırış ne çok isyan, sessiz ama dillendirilmemiş.. Ne çok fırsat yarattılar bilmeden kaçıp gitmem için. Nasıl hala buradayım? İnanç galiba... Tercihleri yaparken istediğimi neden istediğimi bilmenin verdiği güç olsa gerek... Komik, net olmak nasılda güçlendiriyormuş meğer, al işte bir zambük hatırası daha....

İki çizgi arasına sıkışmıyor geceler artk ya, uyuyorum bolca.. Uyumakta değil, yatağımı öyle çok özlemişki bedenim, yatıyorum... Geceleri sabaha kadar balkonumun dibinde biten gökdelenin inşaat seslerini dinliyorum...

İçim acıyo yahu, neden peki? Birden bire boğazımdaki düğümlerin kendini hissettirmesi? Hemde bu saatte? öğlen öğlen noluyor yahu?

Okudumya sevilenlerden bişileri, sevildiğini hiç bildirmediklerimden bişileri, kargaşada kaynayıp gitme korkumda tanışmamayı seçtiklerimi anımsadım ya, ondan galiba...

amaç ve inanç deyipte bir türlü gelmeyen haberin artık tedirgin etmeye başlayan heyecanı galiba...

Hayırdır işallah, kötü haber gelmese ya...

Hiç yorum yok: