23 Mayıs, 2011

Aşk Acısı, Dost Acısı

Bir kez, sırf Kabak'ı anlatmak, Gemile'den bahsetmek için yazacağım. Dün asmadan topladığım yaprakları nasıl sardığımızı, kabak sandal sefası için oyduğum kabakları, kocaman gece ateşini, uçsuz bucaksız parlak yıldızları anlatacağım mesela. Ama şimdi kafamda çınlayan, Mina Urgan'ın yıllar önce - orta okulun henüz ilk yıllarında iken- okuduğum ' Bir Dinazorun Anıları' kitabındaki bir cümle; "herkesin aşk acıları olur, benim dostluk acılarım oldu hep."

İkinci bir emre kadar ağzımı açıpta tek kelime anlatırsam namerdim. Her anlattığımda bu çok önemsiz bir şey vurgusuyla biten cümleleri duymayacağım böylece. Sonra bir bakmışın, ben yokmuşum.


Üç tarafı ormanlarla kaplı, yüksek bir yamaçtan denize bakan bu koyda herkes manzaraya karşı oturmayı yeğliyor. Dikkat ettimde ben geldiğimden beri hep manzarayı arkamda bırakıp bungalovlara, pencerelere, kapılara, balkonlara doğru oturuyorum. Herkes kendi için hayal kurarken denize dalıp giderken, ben insanlara bakıyorum.

Hiç yorum yok: