22 Nisan, 2011

Hak Ettiğin Güzellikler, Haksızlığın Olunca...

Hesapta olmayan bir yaz yağmuruna yakalanmak gibi hayatına doluveren güzellikleri hak ettiğini düşündğm, hiç tereddüt etmeden. Hak etmeye, başına gelen güzelliği hak ettiğine inanmaya, hele de hak ettiğime inandığım mutluluğu yaşamaya öyle çok ihtiyacım varmış ki...
Hak etmişliğin sebebi hiç hak etmediğim şekilde en umulmadık insanların beni acıtmışlığı ya da çok çabaladığım mutluluklardan bana kalan yoksunluklar olabilir.

Sonra bir gün, asla bırakıp gitmeyeceğine emin olduğum " hak edilmiş mutluluk" başka bir yöne esmeye başlayabilir. Rüzgarın değişen yönü sadece sıcaklığın derecesinden değil biraz da sana değmeyen esintisinden ötürü üşütür.

Hak edilmiş mutluluklarım, hak edilmemiş yanlızlığıma dönüşüverir birden. Ama lar başlar, büyük bir kabüllenilmişlikle birlikte buyur ettiğim. Önemsiz, terkedilmiş, boşverilmiş hissederim. Tanımadığım rüzgarlarda uçuşur küllerim, uçuşup dururken en sevdiğim kulenin tentesine düşüvereceğimi hayal eder, yapmacık bir mutluluğa boğarım kendimi.
 
Ne zaman farketsem bu gelgitlerimi, bu kadar hak edilmişlik ve haksızlık edilmişlik arasında kaybolan, kaybettiğim kendimi farkedince korkuyor yüreğim. Nasıl yapıyorum bunu birden bire kendime, hiçe sayarak sevdiklerim ve değer verdiklerimi. Ya bir gün, susturamadan yüreğimi söz çıkarsa dilimden?

Hiç yorum yok: