05 Nisan, 2010

Tükenip...

Gidiyor gibi geliyor her şey...
Bi durgunluk, bi suskunluk, hiç bir şey yapmak istememe halleri...
Niye böylesin bahar?

Niye bu kadar yetişemiyr, niye bu kadar yaşayamıyor hissediyorsun kendini?
Yetişememek yalan, sadece o duyguyu besleyen suçluluklar.

Çok özlüyorum kimilerini... Yaşayamadan tüktmekten birbirimizi, yoruldum.
Şirinseverim'i, Derya Deniz'imi, Çiçek Hanım'ı, bir sürü bir sürü....
Hep kadınları özlüyorum bu aralar... Erkeklerden de çok azını, ne kadar ötelersen ötele, ne kadar ötelenirsen öteler, değerini hiç kaybetmeyenleri.

Arada bi haber almak, bir yerlerden okumak mutlu edecek değildir ya her zaman...
evet halihazırda olan bu ruh halini tetikleyen bir şey oldu. olmuş. şimdilik sadece kendime söylüyorum olanları ama korkuyorum. Allaım diyorum, işalla değildir öyle. Olmasın lütfen, bi kez daha olmasın hem de bu hikayeyle!
Yakınlaştıkça zor hayatlar. Uzak olmak güzel belki... Başka çevrelerin olması.

Ölesiye yalnızız halbuki... Yalnızlığı devralıyoruz birbirimizden, sıra bize gelsin diye.

Bende özledim İstabul'da deniz havasını. Doğrusu kahvaltı etmek isterdim kıyıda.

Bu pazar kuzenler ve yiğenler vardı sofrada, sofra Babaanne evinde!
Ve baççe. "baççeye baççeye " diyeye "baççe menim" diye diye götürdü bizi pembe lokum...

Hala pembe lokum, iki koca mavi boncuk var bir de... uyukalırken gülümsemesini yakalamak lazım.

Hiç yorum yok: