11 Aralık, 2008

- yorum.

Şimdiki zamanın birinci tekil şahsına çekimlenmiş fiillerle meşgulüm, hiç bir eylemde bulunmadan. Düşünmekten kaçmak, hayattan kaçmak bir eylemse onu bilemem tabi, onu dahil etmeden konuşuyorum şu an.

Mümkün olduğunca kaçak durup, hayatın tamda içinde gösteriyorum kendimi. ' Metanetli insan' oluyorum, metanetinden dolayı övülenler kervanına katılıyorum. Hiç bir şey olmamış gibi davranıyorum, olan biteni hametmiş yemiş yutmuş olmanın ağır başlılığı diye bir etiket yapışıyor üstüme.

Beni, dairenin içine merkeze benimle yakın yerlerde, yada benden daha yakın yerlerde dahil olanları içeren plan programlara yok diyorum yapmam gereken işler var, odaklanamayıp ta bitiremediğim için biriken.. Halbuki hala aynı odaksızlığa hakimim...

İşler biriktiriyorum, yapmam gerkenler ve yapmak istediklerim.
yapmak istediklerimi yapmak için, yapmam gerekenlerin bitmesini bekliyorum, yapmam gerekenleri yapmadan.

yazmak istiyorum olan biteni, yaşananları. Kelimelerden kaçıyorum oysa, sanki ben yazmassam hiç yaşamamışım gibi davranabilirim gibi. Sanki biter gibi diye bu zaman...

Ölümü düşünüyorum, ölümle ilk yüzleşmemi. Ve daha sonrakileri.
Etkilerin farklılığına sebepler aramıyorum da nedenlerini bulmaya çalışıyorum.
İLk yüzleşmemin bendeki etkisinin hiç idrak edilmememiş olduğunu, daha çocuktun sen dört yaşında'yla başlayan ve anlattıklarımın hayal ürünü olduğunu sanan cümleler sonrasında öğreniyorum . Ve zamanın bazı şeyleri bazı insanlara nasıl da unutturabildiğine şaşıyorum.

Hayretle yakın çeremdeki insanları izliyorum, kendimi bildim bileli hayatımda olan akrabalarımı. Beraber büyüdüğüm insanların varlığına hem hayretle kızıp, hemde şükrediyorum, bazı çirkinlikleri bu akdar içinden görmeme olanak tanıdıkları için..

İnsan ilişkilerini düşünüyorum, düşünür gibi yapamadan. Şaşıyorum. Korkuyorum, doğru olan varsa bile bulamamanın zorluğundan...

Şimdiki zamanın birnci tekil şahsına çekimlenen fiiller arasından da KAÇIYORUM...

Hiç yorum yok: