26 Aralık, 2011

Proje Öncesi, Daha Öncesi ve Sonrası

Nefesimi tutyorum.
Eğer tutmazsam yeni bir nefes bulamıyorum.

Üç gün, sadece üç gün nefes aldığım yerdeydim.
Ne mi oldu? Nefes alırken içim darlandı. Öfkemin yönünü bulamadım, yerimi bilemedim.
Acil içe dönüş eyleminin gerekliliği ile sarsıldım. Dilim söylemesin, ruhum duymasın ve aklım anlamasın diye de kendimden kaçtım.

Yapamam dedim. Kendimi hiç bu kadar tekinsiz, güvensiz, köşeye sıkışmış ve tahammüle mecbur hissetmemiştim. Ki aslında çok daha belirsizlikler içinde yüzdüğüm zamanlarda çok daha cesurdu yüreğim. Galiba biraz, şu an yük gelen herşeyden cesaretimin sorumsuz yanını sorumlu tuttuğumdan bu halim.

Bu durum geçici biliyorum. Gerçekliğine teslim olamadığımı da. Eğer ki anlamından çok uzak köşede değilse zihnim, hakikatimi görmekten ve uzağına düşmekten korkuyorum. Hakikatin kendinden değil, hakikat için eylemsizliğimden.

Depresyonun eşiğinden bir adım daha öte gittiğimin de farkındayım. Elim renkli renkli haplara, tadı güzel şuruplara ve sonrasında gelen netlik ve rahatlığa gitmiyor değil. Ama kendimi tutuyorum, bittiğinde daha kolay yokmuş gibi yapabilmek için belki.

"Proje" kelimesini duyunca hatta yakın hissettiklerim "nasılsın?" diye sorunca çok mutsuzum ben  diyipte devam edemediğim, gözlerimdeki ıslak yanmaya mani olamadığım ve kalp çarpıntısı yaşadığım doğru. Proje yapmam lazım diye uyandığım sabahlarda aynı çarpıntıyla uyandığım hatta öncesindeki gece çarpıntıdan uykuya dalamadığımda. Ve dört hafta önce "artık devam etme bence geçebileceğini sanmıyorum"diyen yetki sahibi bilir kişiye rağmen - kendisine hoca diyemediğimden bu tabir - inatla ben bu projeyi geçeceğim diye direttiğimde doğrudur.

Şimdi?,  herşeyin hayırlısı ile son iki ders ha gayret arasındayım.

Hiç yorum yok: